3 Ağustos 2016 Çarşamba

Octavian’ın Güce Yükselişi

 Roma, Milattan Önce 15 yılında Sezar’ın cansız vücudu senatonun zemininde sayısız bıçak yarası ve kanlar içinde duruyordu. Ellerinde kanlı bıçaklarla gururlu bir şekilde duran senatörler, Sezar’ın canını alarak korumaya çalıştıkları Cumhuriyet’e son verdiklerinin farkında değillerdi. Bu Octavian’ın güce yükselişinin ve Roma’yı tam anlamıyla bir İmparatorluk haline getirişinin hikayesi.

 Octavian’ın hikayesini anlayabilmek için, Roma’nın o dönemdeki durumunu bilmek gerekir. Roma o dönemlerde diktatörünü kaybetmiş bir Cumhuriyetti. Bu diktatör Sezardı. Yıllar önce Roma Cumhuriyeti’ni askeri güçle kendi hakimiyeti altına alan ve senatonun tüm gücünü çalan bir diktatör. Ama, aynı zamanda Cumhuriyet’in tüm sakinlerini ayrım yapmadan eşit hale getirmeye çalışan ve artık işlemeyen bir sistemi değiştirerek Roma’yı kurtarmaya çabalayan bir diktatördü, Sezar.

 Elindeki politik güç çalınan, ve malları Sezar tarafından fakir halka dağıtılan Senatorler, doğal olarak Sezar’dan nefret ediyorlardı. Bu adam senatorlerin gücünü çalmakla kalmayıp, Senato’yu kendi takipçileriyle doldurmuştu. Artık asiller ve Sezar’ın halktan adamları Senato’da yan yana oturuyordu. Yüzyıllardır monarşi, oligarşi ve demokrasinin bir arada işlediği ve hiçkimsenin tüm gücü ele geçirmemesi için tasarlanmış Cumhuriyet Sezar’ın elinin altındaydı. Sezar’ın elinde tuttuğu güç asiller için tehlikeli ve aşağılayıcı, halk için bereketliydi. Belki de halk bu diktatörlükten Sezar’dan bile daha fazla fayda görmüştü. Bu şekilde Sezar’ın halk tarafından sevildiği ve asiller tarafından nefret edildiği bir çıkmaza varıldı. Bazı senatörler bu çıkmazdan kurtulacak bir yol aradılar ve bu yolu Sezar’ın suikastında buldular.

 Sezar’ı ölü görmek isteyen senatorler kendilerine “Kurtarıcılar” dediler. Bu şekilde güç açlıklarını Cumhuriyet’i kurtarmak gibi onurlu bir amaç altına gizlediler. Milattan Önce 15 Mart 44 tarihinde bir grup senator Sezar’ı bir belgeyi okuması için senatorlerin toplandığı ünlü foruma çağırdı. Bu tabiki bir kandırmacaydı. Sadece Sezar’ın suikastına ortam hazırlanmak isteniyordu. Sezar’ın suikastını Yunan yazar Eutropius şu şekilde anlatır:

“Sezar sahte dilekçeyi okumaya başladığı sırada dilekçeyi kendisine sunmuş olan Tillius Cimber, Sezar'ın togasını aşağı indirdi. Sezar, Cimber'e "Ama bu vahşet!" diye bağırdığı sırada, Casca hançerini çekti ve diktatörün boğazını bir yandan diğer yana kesti. Sezar hemen arkasına döndü ve Casca'nın kolunu yakalayarak "Casca, seni hain, ne yapıyorsun?" dedi. Korkudan donakalmış olan Casca, Yunanca "Kardeşlerim, yardım edin" diye bağırdı. Tam bu sırada aralarında Brutus'un da bulunduğu grubun geri kalanı da Sezar'ı bıçaklamaya koyuldular. Sezar kaçmaya çalıştı ancak gözleri kandan göremez olduğundan ayağı takıldı ve yere düştü; senatorler, Sezar portikonun alt merdivenlerinde savunmasız bir şekilde kalana kadar hançerlerini saplamaya devam ettiler.”

 Sezar suikasta katılan altmış senator tarafından 23 kere hançerlenmişti. Bu yaralardan sadece boynundaki kesik ölümcüldü. Altmış senatorun hepsinin Sezar’ın suikastında bir rol oynama isteği, bazılarının bir birini yaralamasına sebep olmuştu.
Sezar öldükten hemen sonra, kurtarıcılar bu suikastı onurlu ve gerekli bir şey olarak göstermeye çalıştılar. Fakat olaya karışmayanlar kendi hayatlarını kaybetme korkusundan büyük bir aceleyle kaçtılar. Halkın öfkesine maruz kalmaktan korkan kurtarıcılar da güvende olacakları evlerine kaçtılar. Bunu henüz bilmiyorlardı ama kurtarıcıların planlarını bozan halk değil, Sezar’ın destekçileri olacaktı. Marcus Antonius, Sezar’ın Roma’daki en güvenilir adamı, saklanmaktaydı. Sezar’ın başka bir adamı olan Lepidus ise lejyonları manipule ederek sokakları kontrolü altına almıştı.


 Bu kaos ortamına son vermek amacıyla senato 16 Mart’ta toplandı. Lepidus suikastçilerin hepsine ağır cezalar verilmesini talep etti. Cumhuriyet’in fanatik bir savunucusu ve ünlü bir yazar olan Cicero ise bir anlaşmaya varılması gerektiğini söyledi. Eğer bir anlaşmaya varılmazsa Cumhuriyet parçalanır ve tarihe karışırdı. Bu koşullar altında bir anlaşmaya varıldı. Sezar’ın yürürlüğe koyduğu tüm yasalar uygulanmaya devam edilecekti. Ayrıca askerlerine verdiği zenginlik sözleri de yerine getirilecekti. Bu askerleri yatıştırdı ve Lepidus’un gücünü elinden aldı. Kurtarıcıların liderleri olan: Brütüs’e Krete valiliği, Cassius’a Afrika valiliği ve Decimus Brütüs’e Galya valiliği verilmişti. Bu onları hem Roma halkının gazabından koruyacak, hem de yönetebilecekleri lejyonlar verecekti. Ayrıca başka bir kurtarıcı, Antonius ile birlikte konsul olarak atanmıştı. Antonius ise Sezar’ın mirasından alacağı parçayı kaybetmişti.

 Kurtarıcılar planlarının başarılı olduğunu düşünmekteydiler. Antonius ve Lepidus neredeyse tüm güçlerini kaybetmişlerdi. Onlar ise Senato’daki yerlerini sağlama almışlardı. Fakat, büyük bir hata yaptılar, Antonius’a Sezar’ın cenazesindeki ana konuşmayı yapma hakkını verdiler. Antonius bu konuşma ile halkı kendi tarafına çekmeyi planlıyordu. Kurtarıcıların asıl planı Sezar’ın cenazesinin halktan uzakta yapılmasıydı. Brütüs ise halkın cenazeyi görmek isteyeceğini biliyordu, bu yüzden kurtarıcıları ikna etmişti.

 Antonius konuşmaya beklendiği gibi başladı; Sezar’ı övdü ve yaptığı işlerin büyüklüğünden bahsetti. Sezar’ın vasiyetini okutturdu, böylece tüm halk kendilerine bırakılan paranın varlığından haberdar oldu. Sezar’ın bahçelerinin halkın gezebileceği parklara dönüştürüleceğin de bahsedildi. Halkın Sezar’a duyduğu minnettarlığı görünce, suikastçileri suçlamaya başladı. Sezar’ın ölümünün sebebinin suikastçiler olduğunu, bu adilerin tüm halka ihanet ettiğini söyledi. Bunların üstüne iyice sinirlenen halk, Sezar’ın kan ve bıçak izleriyle dolu togasını da görünce dayanamadı. Etraftan meşaleler aldılar ve suikastçilerin evlerini yakmak için yola koyuldular. Suikastçiler çok geçmeden şehirden kaçmak zorunda kaldı. Antonius, şimdi halkın kahramanı konumunda, Roma’daki en güçlü adam olmuştu.

Herkes sakinleşince Sezar’ın kemikleri aile mezarlığına taşındı ve bir türbe içine gömüldü. Antonius ise en güvenilir adamı Lepidus ile birlikte Roma’daki gücünü daha da artırmak için çalışmaya koyuldu. Octavian daha kimse tarafından bilinmeyen bir genç iken Roma’nın durumu buydu. En sonunda Octavian’ın hikayesini başlıyor.

Bir sonraki yazıda Octavian'ın nasıl pek bilinmeyen bir asilden Roma'nın en güçlü adamlaından biri haline geldiğini anlatacağım.


 Sezar'ın Ölümü

Kaynakça: http://www.unrv.com/empire/roman-history.php
http://www.forumromanum.org/history/index.html
Susan Wise Bauer'in "Antik Dünya" kitabı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder